4 Mart 2015 Çarşamba

Yahudiler neden Medine'deydi?

Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) ile ilgili İncil ve Tevrat’ta bir çok ayetler bulunmaktadır. Hz. Musa ve Hz İsa kendi ümmetlerine gelcek son peygamber ile bilgileri nakletmişler ve O’nun yolundan sapmamalarını telkin etmişlerdir. Tevrat’ta;
 “Gerçek, Mûsa demiştir: “Rab size kardeşleriniz arasından benim gibi bir peygamber çıkaracak, her ne söylerse onu dinleyeceksiniz. Ve bütün peygamberler, İsmail ve sıra ile gelenler, hep söylenen bu günleri ilân ettiler.”[1]  diye geçmektedir. Yine başka bir ayette;
“Hz. İsmail’in validesi olan Hacer, evlat sahibi olacak. Ve onun evladından öyle birisi çıkacak ki, O veledin eli, umumun üstünde olacak ve umumun eli huşu ve itaatle ona açılacak.”[2] buyrulur.
 Bu ve bunun gibi peygamber efendimiz ile ilgili bir çok ayet bulunmaktadır. Aslında Yahudiler ve Hıristiyanlar kutsal kitaplarından yola çıkarak son peygamber hakkında bir çok bilgiye sahipti. Hatta bazı ayetlerin sarih manalarından ve ayetler üzerinde yapılan cifir hesaplarından yola çıkarak Yahudiler peygamberimizin nerede neşet edeceğini ve nereye hicret edeceğini dahi öğrenmişlerdi. Bu yüzden bazı Yahudiler asıl yurtları olan Mısır topraklarını terk ederek Mekke ve Medine çevrelerine yerleşmişlerdi. Buralara yerleşmişlerdi ; çünkü son peygamberin kendi soylarından gelmelerini istiyorlardı. Onlar her şeyiyle kendilerine göre hazır gibiydiler. İçlerinden gelecek son nebi ile tekrar canlanacaklarını , ırklarını aziz eyleyeceklerini umuyorlardı.Bir ricada bulunurken  “ son nebi hakkı için” demeyi alışkanlık haline getirmişlerdi.
Hatta onlar kutsal kitaplarda geçen isimlere dayanarak çocuklarına Ahmed veya Muhammed isimlerini de veriyorlardı. İlk dönem tabakat kitaplarına bakılırsa Mekke ve Medine çevresinde Muhammed isminin hiç de az olmadığı görülür. Ehli kitaptan çoğu kimse oğullarının son peygamber olması  ümidini taşıyor ve çocuklarına Ahmed veya Muhammed adlarını veriyordu.
Ama sonuç hepimizin bildiği gibi gerçekleşti. Belirli kimseler hariç ehl-i kitaptan inanan olmadı. Kendi soylarından gelmediği için peygamberimizi inkar ettiler. Oysaki onlar yıllarca O’nu beklemişlerdi. Hakkında bütün bilgileri toplamışlardı. Belki  peygamberimizin cemalini çizmeye çalışsalar zorlanmayacaklardı bile. Bu yüzden Kuran onları şöyle tanımlar;
         “O kendilerine kitap verdiğimiz ümmetlerin âlimleri onu o peygamberi oğullarını tanır gibi tanırlar, böyle iken içlerinden bir takımı gerçeği bile bile gizlerler.”[3]


Yazar: Ali Çalıkoğlu



[1] Yeni Ahit Resullerin İşleri, Bâb: 3, Âyet: 22
[2] Eski Ahit, Tekvin, 17. Bab
[3] Bakara 146